YÜF 20. YILI ÖZEL PANELİ: “YAPI MALZEMELERİNDE
ULUSLARARASI MEVZUATA UYUM” başlığı ile BETON 2025 Hazır Beton, Çimento,
Agrega, İnşaat Teknolojileri ve Ekipmanları Fuarı ve Zirvesi’nde gerçekleşti
Yapı Ürünleri Üreticileri Federasyonu’nun (YÜF), 20. kuruluş
yılı kapsamında düzenlediği “Yapı Malzemelerinde Uluslararası Mevzuata Uyum”
başlıklı özel panel kamu yetkililerin katılımıyla 15 Kasım 2025’te gerçekleşti.
Panelde, Avrupa Birliği'nin yeni yapı malzemeleri mevzuatı, Dijital Ürün
Pasaportu (DPP), sürdürülebilirlik kriterleri, SKDM süreçleri ve Türkiye’nin
uyum yol haritası ele alındı.
Panel, YÜF Genel Kurul Temsilcisi ve THBB Genel
Sekreteri Reşat Sönmez moderatörlüğünde gerçekleşti. Konuşmacılar arasında;
Ticaret Bakanlığı,
Uluslararası Anlaşmalar ve AB GM AB
Tek Pazar ve Yeşil Mutabakat Daire Başkanı Elif Berrak Taşyürek, Çevre, Şehircilik
ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Yapı Malzemeleri Daire Başkanı Nuran Kaya
Danışman ve THBB Teknik Danışmanı ve İnşaat Yüksek Mühendisi Yasin Engin yer
aldı.
Bakanlık temsilcileri, Yeşil Mutabakat kapsamında yapı
malzemeleri için, Eko Tasarım, Dijital Ürün Pasaportu (DPP), yaşam döngüsü
analizi (LCA) ve sürdürülebilirlik verilerinin artık zorunlu hale geldiğini
vurguladı. Enerji kullanımı, hammadde menşei, lojistik, emisyonlar ve atık
yönetimi gibi çok sayıda veri, üreticiler tarafından şeffaf biçimde
raporlanacağını aktardılar.
Ticaret Bakanlığı’ndan Elif Berrak Taşyürek,
Türkiye’nin AB Yeşil Mutabakatı ve SKDM uyum sürecinde kritik aşamalar
kaydettiğini vurguladı. Ocak 2026’dan itibaren AB ihracatında mali yükümlülüklerin
başlayacağına dikkat çekti.
Taşyürek, “Emisyonların hesaplanması doğrulanması ve
sonradan yapılacak raporlama çerçevesinde mali yükümlülüğün Ocak 2026 yürürlüğe
girmesine rağmen mali yükümlüğün fiilen oluşması durumu esasen 2027 yılında
itibaren başlıyor. 2027 yılında bir SKDM beyanı verilmesi gerekiyor, Eylül 2027
tarihinde ve 2026 yılı emisyonlarını talep edilecek. SKDM sertifikaları satın
alınması da 2027 Şubat itibaren başlayacak. AB Döngüsel Ekonomi boyutunda tüm
sektörlere ürün bazlı mevzuatlar çıkarmayı planlıyor.” dedi.
Taşyürek şöyle devam etti:
“Yapı malzemeleri ihracatında ürün bazlı eko-tasarım
kuralları, Tedarik zinciri izlenebilirliği, atık, kimyasal yönetimi ve enerji
verimliliği, Dijital Ürün Pasaportu, yeşil çimento ve düşük karbonlu yapı
malzemelerin üretimi kamu alımlarında önem kazanacak ve rekabetçilik
politikaları açısından yeşil sertifikalar öncelikli olacak.
Yeni Yapı Malzemeleri Yönetmeliği ile birlikte yapı
malzemeleri sektörü artık daha dijital, şeffaf, sürdürülebilir ve rekabetçi bir
yapıya kavuşuyor. Üreticilerin önümüzdeki dönemde, veri yönetimi, dijital ürün
izlenebilirliği, çevresel beyanlar, geri dönüşüm stratejileri, eko–tasarım
uygulamaları konularında daha güçlü altyapılar kurması gerekecek. Yapı malzemelerinde bu yeni dönem
hem sektörel dönüşümün hızlanmasına hem de daha düşük çevresel etki ile
üretilen malzemelerin yaygınlaşmasına katkı sağlayacak.”
AB Yeni Yapı Malzemeleri
Yönetmeliği (2024/3110) ve Türkiye’nin Uyum Süreci
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan
Nuran Danışman ise AB’nin 2025’te yürürlüğe giren yeni Yapı Malzemeleri
Yönetmeliği’nin (CPR 2024/3110) sektörde köklü değişiklikler getirdiğini
belirtti. Türkiye’de de 2026–2032 arasında aşamalı geçiş sürecinin başlayacağı
hatırlatıldı.
Danışman, “Yeni Yapı Malzemeleri Yönetmeliği, sektörün yıllardır karşılaştığı güncel
olmayan standartlar, eksik teknik veri ve standardizasyon gecikmeleri gibi
sorunlara çözüm getirmeyi hedefliyor. Yeni CPR ile birlikte, CE işareti, artık
ürünün çevresel sürdürülebilirlik performansını ve yaşam döngüsü etkilerini de
içerecek. Dijital Ürün Pasaportu (DPP) zorunlu hale gelecek. Üreticilerin daha
kapsamlı teknik dosya, performans beyanı, ürün kimlik kodları, geri dönüşüm
verileri gibi çok daha geniş bir veri seti sunması gerekecek. 3D baskı ürünleri
gibi yenilikçi üretim teknikleri de mevzuat kapsamına dahil edildi.” dedi.
Danışman, Türkiye’nin AB teknik mevzuatına uyum
sürecinde çeviri, taslak hazırlığı, paydaş görüşü ve Komisyon bildirim
süreçlerinin titizlikle yürütüldüğünü belirtti.
Beton, Agrega ve Katkı Sektörünü Bekleyen Yeni
Sorumluluklar
THBB’den Danışman Yasin Engin, SKDM’nin çimentoyu
doğrudan kapsamasına rağmen beton, agrega, kimyasal katkı ve kireç
sektörlerinin bu düzenlemelerden önemli ölçüde etkilendiğini söyledi. Engin, Yeni
Yapı Malzemeler Yönetmeliği(2024/3110/AB) ve sürdürülebilirlik kriterlerinin
sektörlere getireceği gereklilikler şöyle özetledi,
“EPD (Çevresel Ürün Beyanı) artık tüm sektörlerde
kritik bir rekabet unsuru olacak. Beton karışımlarında “MPa yerine kg CO₂/m³”
anlayışına geçiş hızlanacak. Agregada geri dönüşüm ve döngüsel ekonomi baskısı
artacak. Katkı sektöründe düşük karbonlu katkılar öne çıkacak. Kireç sektörü,
yüksek proses emisyonları nedeniyle geleceğin muhtemel CBAM adayı olarak değerlendirildi.
Engin ayrıca, LCA (Yaşam Döngüsü Analizi) ve veri
toplamanın tüm üreticiler için artık zorunluluk olduğunu belirtti:
Enerji tüketimi, hammadde menşei, lojistik, su ve atık
yönetimi, NOx–SOx–toz emisyonları, karbonatlaşma ve kalsinasyon gibi veriler
teknik dosyalarda standart hale gelecek.
Oturumda ayrıca çimentodaki kalsinasyon ve betonun
karbonatlaşma süreçleri detaylı biçimde aktarıldı. Panel değerlendirmelerine
göre; hazır beton ve agrega sektörleri yeni düzenlemelerden en fazla
etkilenecek gruplar olurken, kimyasal katkı sektörü düşük karbon çözümleri
sayesinde önemli fırsatlar barındırıyor.
Sonuç olarak, AB Yeni Yapı Malzemeleri Yönetmeliği ile sektör, dijitalleşme, izlenebilirlik ve
karbon şeffaflığı açısından yeni bir döneme giriyor.
Panelde yapılan değerlendirmelerde, yapı malzemeleri
sektörünün tam izlenebilirlik, dijital ürün pasaportları, sürdürülebilirlik
raporlaması ve karbon azaltım planları doğrultusunda büyük bir dönüşüm sürecine
girdiği vurgulandı.
Yeni dönemde:
·
Dijitalleşme,
·
Sürdürülebilir
ürün tasarımı,
·
Döngüsel
ekonomi,
·
Karbon
şeffaflığı,
·
Teknik dosya
ve denetim süreçlerinin derinleşmesi
sektörün ana gündem maddeleri olacak.
YÜF, sektör paydaşlarını bu dönüşüm sürecine
hazırlamak adına teknik toplantılar, eğitimler ve uluslararası iş birlikleri
düzenlemeye devam edeceğini açıkladı.

